İNCİRİN ÇEKİRDEĞİ
Çıktığımız yol uzun ve meşakkatli, zor ve mücadelelerle dolu ama bu yolun bütün güzelliği de ayaklarımıza batan dikenlerde; her şeye rağmen diyebilmenin selametinde ve üzerimize düşen gölgesinde saklı. Amaç bu kadar değerliyken, süreç de o kadar yoruculuktan uzaklaşıp yüreklerimizi birleştiren köprüler kuruyor.
Gerçek ihtiyaç sahipleri size ellerini uzatıp beklemezler, onlar sessiz yakarışlarını yollarlar duyabilen yüreklerin hassas kulaklarına. Duyabilen olmak kadar verebilen olmakta değerli bu yolculukta. Biz, duyabilen olmaya niyetlendik, yönümüzü o sessiz fısıltılara çevirdik, kalbimizi onlara açtık ve bize ulaşan her sese kulak verdik.
Şimdi siz de bizimle verebilen el olun hadi. Bu yolun duraklarında bizi bekleyen hassas yürekler var, gözlerini yerden kaldırmadan, ümitlerini tüketmeden bekliyorlar. Biz sizin veren elinizin vekâletçisiyiz sadece, ulaştığı kalplerden edilen duaların aracısı, minnet bakışlarının sadece karşılayıcısı. Siz ise veren elsiniz, değerlisiniz. Bir incirin çekirdeği kadar küçük görünse de yaptıklarımız, yaşadığımız dünyanın dertlerinin, sıkıntılarının ve ihtiyaçlarının yanında, bilin ki siz bir yüreğin sessiz çağrısına karşılık verdiniz. Bir gülümseyişin, içten gelen bir teşekkürün sebebi oldunuz. Hadi, biz elimizi size uzattık bizimle bir olun.
İYİLİĞE DAVET
En son ne zaman bir derde derman, bir yaraya ilaç, bir sıkıntıya ferahlık oldunuz hiç düşündünüz mü? Hani bazen bakarız etrafımıza, arar gözlerimiz ihtiyaç sahiplerini de bulamayız. Gözlerimizden uzaklığı aklımıza gelmez de, buralarda yok kimse der devam ederiz yaşamımıza. Olsaydı verirdik değil mi, keşke gelselerdi yakınlarımıza ama hiç düşünmeyiz acaba bizim yaşadığımız yerlerde yaşamaya güçleri yeter mi yetmez mi o ihtiyaç sahiplerinin. Bazen de çok yakınımızda ama sessizdirler, bir yetimin yoksunluğudur ihtiyaç kimi zaman, ya da bir çaresizin kimsesizliğidir belki. Söylenmeyenlerde gizlidir istekleri, eksikleri.
Oysaki bir adım ötede onlara yardım için uzanan eller var, o ellerle taşınan ümitler ve o dertlere çareler var. Bir yetimin gülüşü olmak istemez miydiniz, başını okşayan elin sıcaklığı? Bir annenin tamamlayan sevgisi, bir babanın güven veren gölgesi. Bir fazlasını almak yerine, bir tane vermek bir ihtiyaç için bekleyene, bekleyenin duasına talip olmak, kavuşturana da bir vesile.
İyilik bir davettir, icabeti hep çok değerli. Hiç azaltmadan hep arttıran, çoğaltan, değerlendiren ve her daim güzelleştirendir. Aradaki vefakâr ellerin, o bekleyenlere ulaştırdığı değerlere katkıda bulunmak için, bu davete iştirak etmekten alıkoyulmayan gönüllerden olalım. Veren ellerden, zenginleşen yüreklerden, sevindirenlerden olalım.